IMMANUEL KANT

(24.4.1724-12.2.1804)

217. ölüm yıldönümünde Kant’ı anmak için, Kant’ın ve Felsefe tarihinde yeni görme imkânları açmış filozofların bir özelliğine işaret etmek istiyorum. Bu özellik, bu filozofların ele aldıkları konulara bağlantıları içinde bakmalarıdır. Böylece, ayrıntılı bilgi ortaya koymadıkları konularla ilgili söyledikleri de, doğal bir şekilde “nesnelerine” aykırı olmuyor.

Bu söylediğime örnek, Türkçede “kendi başına şey”, “şeyin kendisi” ifadeleriyle karşılanan ve “olduğu gibi şey/ler” ifadesiyle de karşılanabilecek olan Ding an sich için Kant’ın söylediği verilebilir. Çok çetrefil bir kavram olduğu düşünülen, çoğu zaman tekil olarak Ding an sich şeklinde, bazan da çoğul olarak, Dinge an sich şeklinde kullandığı bu terimle Kant’ın yalın bir sav dile getirdiğini düşünüyorum. Şunun: Şeyin/şeylerin bize göründüğü şekilde olduğunu iddia edemeyiz, çünkü bu şeyleri insana özgü bilme yetisiyle –Kant’ın yapısını ortaya koymaya çalıştığı insanın bilme yetisiyle– biliyoruz. Farklı yapıda bir bilme yetisine aynı “şey” farklı görünebilir.

Kant’ın bu söylediğine ne dersiniz?

İoanna Kuçuradi